15 Temmuz 2012 Pazar

UMUT



   Bu sabah düne göre bir dört basamak daha gerileyerek uyandım sanki. Saatimin alarmını bir kez bile olsun ertelemeden, ilk çalışıyla açtım hemen gözlerimi. Yatağımdan bir an önce kaçıp kurtulmak istercesine attım yorganı üzerimden. Halbuki o kadar geç de yatmamıştım dün gece ama... Anlaşılan artık kafamı yastığa koymak istemiyordum. Yatıp uyumak istemiyordum. Aslında artık düşünmek istemiyordum. Her gece aynı şeyleri düşünmekten,aynı senaryoyu defalarca kez yazıp oynamaktan fazlasıyla sıkılmıştım. O değil, bencillik ediyordum belki de. Bu rolü benden daha iyi üstlenebilecek kişiler yok muydu ki?  Neden ben peki? Neden hala bırakamıyordum? Kimsenin onu sevemeyeceği kadar sevdiğim için mi? Unutamadığım için olabilir mi peki? Yediğim her lokmada,içtiğim her damla suda,yaktığım her sigarada,baktığım her yerde onu aradığım, onu gördüğüm için de olabilir...

   Onda adeta kaybolmuş gibiydim. Yolumu bulamıyordum. Bir çıkış yolu da aradığım yoktu zaten. Halimden de gayet memnundum. Yalnızca korkuyordum. Unutmaktan, onu kaybetmekten korkuyordum. Bir daha ellerini tutamamaktan korkuyordum. Ona doyasıya bakamamaktan, onu öpememekten...

   Geçmişte kalmış bir şeyler var,biliyorum. İçinde kaybolmaya mahkum olmuş pek çok ögenin bulunduğu,şimdiler de ise ikimize de fazlasıyla uzakla olan bir çok şey... Özlüyorum. Onu ilk gördüğüm o anı özlüyorum. Onunla ilk defa göz göze geldiğimiz o saati, beraber saatlerce yürüdüğümüz o yolları özlüyorum.

   Ben buradayım. Oturmuş hayaller kuruyorum. 'Belki bir gün...' diyorum. Keşkelerle yaşamaya alışmış gibi... Elimden hiçbir şey gelmiyor. Yalnızca bekliyorum....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder